Bu günlerde "What if everything ran on gas? Then again, what if everything didn't?" başlığı ile sosyal medyada yayılan bir reklam filmi hakkında yazmak istedim bu yazımı. Elektriğin önemini eğlenceli bir şekilde anlatan bu reklam filmi, aslında %100 elektrikli bir araç olan Nissan Leaf'e ait...
Reklamda benzinle çalıştığı gösterilen bir çok aletin, makinenin çıkardıkları dumanlar bizi güldürüyor. Peki ya siz, cebinizdeki telefonun ya da kullandığınız bilgisayarın reklamdaki gibi duman çıkarmadığından, çevreyi kirletmediğinden emin misiniz? Varlığı ile hayatımızı son derece kolaylaştıran elektriğin, arka planda çıkardığı dumanlardan haberdar mıyız hepimiz?
Elektriği elde etmek için enerji santrallerinde yaktığımız yakıtlar, aslında kullandığımız cep telefonu ya da dizüstü bilgisayarın, tost makinesi ya da mikrodalga fırının çıkardığı dumanların kaynağını oluşturmaktadır. Bu da demek oluyor ki gereksiz yere kullandığımız her cihaz ile gerçekten çevreye fazladan zarar veriyoruz. Buradan şu sonuç çıkıyor ki, reklamın sonunda gördüğümüz o %100 elektrikli araç bile gizli egzozundan bizim göremediğimiz gazlar salıyor, atmosferi az miktarda da olsun kirletiyor aslında. Tabi bu miktar, diğer araçlara oranla çok düşük.
Bütün bu yazdıklarımdan sonra, "İstenirse o araç tamamen çevreci olabilir." desem şaşırmazsınız değil mi? Yenilenebilir enerji ifadesini hepiniz az çok duymuşsunuzdur çünkü. Güneş gibi, rüzgar gibi alternatif enerji kaynaklarına yönelirsek elektrikli araçlar, hatta prize taktığımız her şey, çok daha çevreci bir hal alır. İşte o zaman bu reklam filmine gönül rahatlığıyla gülebiliriz.
Biraz karamsar bir yazı oldu sanırım, ama yine de elektrikli otomobilleri desteklediğimi söylemeliyim. Daha sessiz olmaları, kaynaklarımızı daha verimli kullanmaya imkan sağlamaları gibi nedenlerle tercih edilmeli bence... Buradan bütün firmalara sesleniyorum:
-Elektrikli araçlarınızı sabırsızlıkla bekliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder