Birisi bize “Para nedir?” diye sormuş olsa, birçoğumuz
benzer yanıtlar veririz bu soruya. Para; mal veya hizmet alırken karşılığında
verdiğimiz, bazen yastık altında, bazen kumbaramızda ya da banka hesabımızda
biriktirdiğimiz, madeni olarak ya da banknotlar halinde bulunan kıymetli bir
cisimdir bizim için.
Tarihteki ilk madeni para basımının M.Ö VII. Yüzyılda
Anadolu’da Lidyalılar tarafından yapıldığı bilinmektedir. Tarihteki ilk madeni
para olma özelliği taşıyan Lidya parası, darp suretiyle basılmıştır. Sabit bir
alt kalıp üzerine konan madeni pula hareketli bir üst kalıp yerleştirerek, bir
çekiçle vurmak suretiyle darp gerçekleştirilmiştir. Tarihteki ilk madeni para
basım yerinin Anadolu olması özellikle uygarlık gelişiminin göstergesi olarak
oldukça önemlidir. Anadolu bu üstünlüğünü sürekli devam ettirmiştir. Dünyanın
ilk büyük darphanesi Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul Simkeşhane’de
kurulmuştur. [1]
Buraya kadar yazılanları hepimiz biliyoruz zaten. Ancak
birçoğumuzun bilmediği (en azından ben bilmiyordum), kısa bir süre önce
öğrendiğim bir şey daha var ki “Para”; “Lira”nın 1/4000’ine denk gelen bir alt
birim imiş. Nasıl ki 100 Kuruş 1 Lira’ya eşit ise, 4000 Para da 1 Lira’ya eşit
imiş. Para, 1950’lerde tedavülden kalmış olması sebebiyle bizlere yabancı,
ancak bazı örnekleri koleksiyoncularda ve müzelerde bulunabilmekte…
10 Para (1940-1950)[2]
Ayrıca “Ciğeri beş para etmemek” deyiminde geçen “para”
sözcüğünün de aynı birim olduğunu düşünüyorum. Deyimin ilk olarak 1950lerden
çok daha önce kullanıldığı göz önüne alınırsa, düşüncemin yanlış olmadığı
ihtimali kuvvet kazanmaktadır.
Son olarak şunu söylemeliyim ki darphaneye ait olan müzede;
darphane arşivlerinde bulunan ve M.Ö. VII. yüzyıldan 1921 yılına kadar
tarihlendirilen toplam 2571 parça eser (para, madalya, nişan vb) sergilenmekte
imiş. Salı ve Perşembe günleri ziyarete açık olan müzeye gitmek istiyorsanız
önceden randevu almanız gerektiğini unutmayın.[3]