20 Ağustos 2011 Cumartesi

İçimdeki Çocuk

Bildiğiniz gibi şu sıralar biraz yorucu geçmekte günlerim, geçici yurt hayatımın da perşembe günü sona ermesi ile günler daha da yorucu hale geldi. Sebebi ise saat 9:50'de başlayan TOEFL kursuna yetişmek üzere sabah erkenden İstanbul'un yolunu tutmam ve akşamları yine Sakarya'ya gelmem... Tabi bu durum sadece 2 gün daha devam edecek, sonrasında hayatın yoğun temposu yakamı bırakır mı bilmiyorum ama en azından her gün günde toplam 6 saat süren yolculuklarım sona ermiş olacak...

Hayat beni yoradursun, diğer yandan içimdeki çocuğa rahat bir nefes aldırmak üzere, ne zamandır aklımda olan bir şey yaptım: ona oyuncak aldım. Aslında siparişini daha önceden vermiştim ancak elime yeni geçti oyuncağım; kumandalı helikopterim.

Oyuncak ifadesini kullanmak ne kadar doğru bilmiyorum, zira asıl amacım kendime yeni bir hobi edinmekti. Bu yeni hobim ile ilgili ilk izlenimlerim olumlu, kesinlikle devam etmeliyim. Hatta siz de başlayın bence. Evinizdeki muhabbet kuşunu siz yönlendiriyormuşsunuz gibi hissettiriyor insana.

İlk başlarda kontrol etmekte zorlanıyorsunuz ancak sonrasında istediğiniz yere indirip, indirdiğiniz yerden istediğiniz doğrultuda kaldırabiliyorsunuz. Tabi bu aşamaya gelene kadar epeyce çarpıyorsunuz etrafa, bu sebeple geniş bir kapalı alanda yapmanız faydalı olacaktır alıştırmalarınızı. Çok sefer düşürdüm, ya da çarptım etrafa.

Tabi helikopterimle ilgili canımı sıkan bazı durumlar da yok değil, mesela şarjının en fazla 10 dk gitmesi eğlencenizin çabuk biteceği anlamına geliyor. Küçük helikopterlerin hepsinde bu süre aynı, onun için elimizden pek bir şey gelmiyor bu konuda.

Her şeye rağmen güzel, içinde olmasam da bir helikopteri uçurmak çok güzel... Eğlenceli... Hem de çok...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder